Düş Tasarımcısı ile Röportaj

Yazar Hakkında

Ece Gamze

---

BF-Moderatör

---

Neşeli, pozitif ve enerjik biriyim. Kitapsız ve filmsiz bir hayat düşünemiyorum. Gülümseme ve iletişim hayatta en önem verdiğim şeyler:)

---

Sosyal Bağlantılar

0551 895 58 71

---

Yeni röportaj canım arkadaşım Sevil'le😊

                     Tatlılığı, doğallığı, huzur veren yanı...

      Blog dünyasının bana kazandırdığı tatlı arkadaşlıklardan biri daha, iyi ki tanışmışız diyorum her seferinde. Dışarıda da devamlı görüştüğüm sohbetinden inanılmaz keyif aldığım, gülümsemesi bol an'lar geçirdiğim canım arkadaşım. Çok tatlı bir röportaj yaptık kendisiyle, tatlı cevaplarıyla onu daha yakından tanıdık😊

            Bloğuna mutlaka uğrayın

    Ayrıca 20 Eylül 2022 tarihinde tanıtımını yaptığımız Düş Tasarımcısı - Sevil Çevirgen yazımıza da uğramayı unutmayın!  

 

       Sözü çok uzatmadan röportaja geçelim😊

  

   Bize kendinizden bahseder misiniz?

   Tabii ki. Üniversitede Sağlık Hizmetleri okumuş ve İlaç sektöründe çok uzun süre çalışmış birisi olarak aklım hep sanat dünyasındaydı. 

   Güzel Sanatların sınavına girmemek hala en büyük pişmanlığımdır. Bu nedenle sanat ve üretim ağırlıklı bir yaşam sürmeye çalışan evli ve çocuklu bir insanım.

  Bloğunuzu açmaya nasıl karar verdiniz? Blog isminizi nasıl buldunuz? En sevdiğiniz bloglar hangileri?

  Yazı yazmaya ilgim hep vardı. Milliyet Blog’ta ki yazıları çok okurdum. Sonra dedim ki benim neden bloğum yok ve kendime bir blog açıp hemen yazmaya başladım. Aktif olarak 10 yıldır yazıyorum bloğumda. Çocukluğumdan beri sorunlarla baş etme şeklim hayal kurmaktı bu nedenle kendime “Düş Tasarımcısı” dedim. Ve bloğuma da bu ismi verdim.

  Blog dünyasında yıllardır birlikte yol aldığım çok sevdiğim yazar arkadaşlarım var o nedenle ayrım yapamam hepsini seviyorum. Doğal ve samimi yazan, hayatın içinden anılar paylaşan, kitaplardan, filmlerden bahseden, hayatı biraz da ti ye alan yazıları severek okuyorum genellikle.

 Yazı yazmanın size hissettirdiği duygular? Yazı yazarken nelere dikkat ediyorsunuz? 

   Küçüklüğümden beri yazıyorum. Yazmak benim için bir dışavurum şekli öncelikle. Yaşadığım, hissettiğim şeyleri adlandırmak, anlamlandırmak ve paylaşmak. İşin işine hayal gücüm de girdiğinde benim için müthiş bir mutluluk oluyor bu. Yazarken doğaçlama yaparım, birden gelir yazma hissi ve yazarım. Klavyenin sesi beni motive eder bazen de sevdiğim bir müzik eşliğinde içimden gelen şeyleri yazarım. Düzeltmeleri sonra yaparım. En dikkat ettiğim şey samimi ve içten duygularla kurgu yapabilmektir.

 

  Benim de çok sevdiğim, keyifle okuduğum Ya Başka Hayat Mümkünse ve Hayalci Cüce isimli iki kitabınız var.  Kitaplarınızdan söz edebilir misiniz biraz?

  Tabii ki, çok teşekkürler. Kitap yazma istek ve hayalim hep vardı içimde bir yerlerde. Korona zamanı çokça vaktim olduğundan evde geceleri yazmaya başladım kitaplarımı.

“Ya Başka Bir hayat Mümkünse” ve Mira karakterini hayata geçirmem iki yılımı aldı, finalde çok kararsız kaldım çünkü. Fantastik tarza yakın bir roman yazdım. Farklı bir gezegende bizlerle benzer hayatlar yaşayan Mira’nın kendini arayış hikayesi bu. Bu arayışı esnasında yazar Pirigori ile karşılaşmasıyla ve ondan aldığı notlarla hayatı değişiyor. Kitabımın sonu ise çok ters köşe ve sürpriz bir son.

“Hayalci Cüce” ise birden doğdu içime giriş cümlesiyle birlikte ve yazdıkça devamı geldi. O da iki yılda falan tamamladığım bir çocuk masalı. Çocuklara hayal kurmayı sevdirmek amaçlı yazmıştım. Hayalci Cüce ve arkadaşlarının maceralarını anlattım. Beğendiğiniz ve okuduğunuz için çok teşekkür ederim.

    En sevdiğiniz yazar ve kitap? Ne tür kitaplar okursunuz?

   Okuduğum kitap türleri her dönem değişir benim. Şiir de okurum, roman da. Tarihte okurum, psikoloji de. Bu sıralar felsefe kitapları okumaya başladım mesela.

İlk soruya gelecek olursak hayatımda beni en çok etkileyen kitap Yusuf Atılgan’ın “Aylak Adam” isimli post modern eseridir. Aylak bir adam olan C isimli karakterin bize dayatılan toplum kurallarını sürekli reddetmesi, sorgulaması ve kendi hayatına anlam katacak birini her yerde aramasını anlatır kitap. Okumayanlara kesinlikle tavsiye ederim.

Dostoyevski uzun zaman en sevdiğim yazardı ama sonra yerini Ernest Hemingway aldı.

 

   Yeni kitabınızı heyecanla bekliyoruz. Yeni kitap ne zaman çıkacak?

   Aslında ben de heyecanla bekliyorum. Geliyormuş gibi yapıyor ama gelmiyor belli ki sancılı bir doğum olacak, daha zamanı var anlaşılan.  Bazı taslaklarım, çalışmalarım var ve yazmaya devam ediyorum. Bakalım zaman ne gösterecek ben de bilmiyorum. Eğer kısmet olursa da kitap çıkarsa bu sefer farklı bir konseptte olacak bir tek bunu söyleyebilirim.

   Fotoğrafla ilgileniyorsunuz. Çok güzel fotoğraflar çekiyorsunuz. Fotoğrafa nasıl başladınız?

Fotoğraf çekmek benim için bir aşk gibi bazen arka plana atsam da hiç vazgeçemediğim bir uğraş, bir sanat. 20 yaşındaydım çok zor bir dönemden geçiyordum. Bir arkadaşımla Kızılay da gezerken birden bir fotoğraf derneğinin tabelasını gördüm, içeri girdim ve kurs alıp fotoğraf çekmeye başladım. Ve sevdim çok sevdim fotoğraf çekmeyi, fotoğrafla zamanı dondurmayı…

   Fotoğraf çekmeyi ben de çok seviyorum. Benim gibi merak edenlere fotoğraf konusunda ne gibi önerilerde bulunursunuz.

   Tabii ki. Öncelikle fotoğrafçılıkta temel bazı kavramlar ve teknik kurallar var, bunları mutlaka öğrensinler. Bir kursa gitmeye çalışsınlar, gidecek durumları yoksa da kitaplar var bununla ilgili, onları okuyabilirler. Videolar izleyebilirler. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte fotoğrafta dijitalleşmeye gitti. Bir fotoğraf makinesi (2. el de olur) edinilirse çok iyi olur. O makine onlarla ömür boyu birlikte olacak o nedenle iyi bir yatırım bana göre. Bol bol fotoğraf baksınlar ve bolca fotoğraf çeksinler. Kompozisyonu, ışığı iyi kullansınlar. Benim bloğumda da fotoğrafçılıkla ilgili çok yazı var, okuyabilirler.

    En sevdiğiniz kitap, film ve şarkı hangisi?

     Zor bir soru çünkü bir tane cevap yeterli olmaz hiç birine yine de birkaç isim verebilirim.

En sevdiğim kitap: Vadideki Zambak ( Balzac) / Şeker Portakalı(Vasconcelos) / Yaşlı Adam ve Deniz(Hemingway)

En sevdiğim film: Matrix / Melekler Şehri/ Mükemmel Günler

En sevdiğim şarkı; Bach, G Minör / The Animals, House Of The Rising Sun

    

   Kendinizi birkaç kelimeyle tanımlar mısınız?

   Hızlı, pratik, sakin, şefkatli, üretken, sabırsız ama sabırlı, kafaya takan ama belli etmeyen, sorun çözen, çabuk üzülen çabuk toparlayan, dikkati dağınık, çevresindekilere çok iyi moral veren birisiyim.

   Hayatta en önem verdiğiniz şey nedir? En çok keyif alarak yaptığınız şey nedir?

   Huzurlu olmak en önem verdiğim konu, bu huzur bir insandan da gelebilir, bir andan da, bir sohbetten de, ailemden de… Huzur bulduğum her eylem ve düşünce bana keyif verir. En çokta kahve içmekten ve bir de doğada zaman geçirmekten hoşlanırım.

   Sabahları nasıl uyanırsınız? Sinirli misiniz, sakin misiniz?

Gördüğüm rüyanın etkisinden çıkamamak hali çok olur genelde. Neredeyim ben şeklinde biraz hipnotik ama sakin bir şekilde uyanırım fakat uzun süre kendime gelemem, hemen kahvaltı yapamam mesela. Ev ahalisini doyururum önce, sonra bir yeşil çay eşliğinde günlük haberlere bakarak güne başlarım eğer evdeysem.

  

    En sevdiğiniz film repliği ve kitap alıntısını sormak istiyorum

“Matrix 1” filminde ihanet eden bir eleman vardı ismi Cypher di sanırım. Kırmızı hapı almış ama sonra pişman olmuştu. İşte bu karakterin ajanlarla görüşmesi sırasında yemek yerken ki bir cümlesi vardı. 

“Biliyor musun bu bifteğin gerçek olmadığını biliyorum. Matrix bana bunun sulu ve lezzetli olduğunu söylüyor. Bunca yıl sonra neyi fark ettim biliyor musun? Cehalet mutluluktur.” 

“Tanrılar Okulu” isimli kitapta çok sevdiğim bir cümle var: “Düşleyin! Düşleyin! Düş var olan en gerçek şeydir.”  

   

  Youtube kanalınızdaki videolar çok tatlı, keyifle takip ediyorum. Kanalınızı ve projelerinizi sizden dinlemek isteriz.

   Teşekkür ederim. Kendi ismimde bir Youtube kanalım var. Kanalı ilk açtığım zamanlarda okuduğum kitapların yorumlarını yapıyordum.  Son zamanlarda ise evde günlük hayatımdan kesitler çekip, kısa videolar yüklüyorum. Evde canım sıkıldıkça işleri daha eğlenceli hale getirmek için yapıyorum bunu birazda. Büyük bir iddiam yok bu Youtube işinde tamamen eğlenmek amaçlı yaptığım bir hobi diyebilirim.

 

  Hayata pozitif bakıyorsunuz, kaliteli zaman geçirmeye önem veriyorsunuz. Hayata dair düşüncelerinizi genel olarak öğrenmek isteriz.

   Hep pozitif miyim bilemiyorum ama tüm gerçeklere rağmen iyi duygularda kalmaya çalışıyorum diyebiliriz. Kaliteli zaman geçirmek önem verdiğim bir konu. Sonsuz bir zaman kavramı olsa da, burada şu anki halimizle zamanı iyi kullanmak çok değerli çünkü zamanın kendisi değerli bana göre.

Hayat akıp gidiyor ama acaba biz onunla birlikte akabiliyor muyuz? Yoksa kendimizi hırpalamakla mı meşgulüz. Sadece haz peşinde koşmak, keyif halinde kalmak istiyoruz ve en ufak bir sorun da çoğumuz isyan ediyoruz. Oysa hayat bir paket program gibi her tür çeşitlilik var.

Sanırım önemli olan olaylara, durumlara bakış açımız ben de sanat yoluyla bunu yapmaya ve hayatı katlanılır hale getirmeye çalışıyorum kendimce.

  Hangisini diğerine tercih ederdiniz? '' Ama'' kelimesiyle başlayan cümleleri mi? ''Keşke yapmasaydım'' kelimesiyle başlayan cümleleri mi? 

   İkisini de kullanmayı pek sevemedim ben. Hayatım boyunca çok keşke ve ama dediğim durum yaşasam da ben “İyi ki” demeyi severim en çok. İyi ki varsın, iyi ki yaşadım, iyi ki yaptım gibi…

    Marka olsaydınız sloganınız ne olurdu? 

   “Dünyayı merhamet ve şefkat kurtaracak!”

   Son olarak hayat mottonuz olan bir söz bırakabilir misiniz?

     En sık kullandığım ve çevreme de sıkça söylediğim cümle şudur: “Onu o zaman düşünürüz.” 

  Çünkü bir sorun olduğunda insanlar beş adım gelecekte olabilecek şeylere kadar düşünüp kaygılanıyorlar. Ben de diyorum ki “Onu o zaman düşünelim, şimdi önümüze bakalım sadece bunu halledelim.” İşte bu benim hayatla başa çıkma mottom 

     Biz sizinle röportaj yaptığımız için çok mutlu olduk😊

   Değerli vaktinizi ayırıp sorularımızı içtenlikle cevapladığınız için çok teşekkür ederiz. 

   

   Çok keyifli bir röportaj oldu. Başarılarınızın devamını diliyoruz ve hayatın size hep gülmesi dileğiyle:)

   Ben de çok mutlu oldum. Beni düşünerek bu kadar samimi ve bana yönelik sorular hazırlamanız kendimi çok değerli hissettirdi. Sağ olun Var olun.

Ayrıca Blog Forum’a, Sevgili Gamze ve Sinan’a çok çok teşekkür ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.

       Umarım keyifle okumuşsunuzdur, tatlı bir müzikle hoşça kalın diyoruz😊

---

We G o o g l e

We Blogger

---

Yayın Bilgisi

19 Şubat 2025 Çarşamba

31 Yorum Yapıldı

Kez Okundu.

Röportaj

---

Yazar: Ece Gamze | Rank: BF-Moderatör

Yazar Hakkında; Neşeli, pozitif ve enerjik biriyim. Kitapsız ve filmsiz bir hayat düşünemiyorum. Gülümseme ve iletişim hayatta en önem verdiğim şeyler:)